Yerel Seçim 2014

Yerel Seçim  2014

23 Şubat 2014 Pazar

Antalya Büyükşehir Seçim Analizi

Tamam mı, Devam mı?

Eldeki bir kuş, daldaki iki kuştan iyidir derler; Antalya, CHP için eldeki kıymetli kuşlardan biri. Peki CHP bu kuşu elde tutmaya devam edebilecek mi, yoksa 2009'da yarışı kaybeden Menderes Türel, bu defa  Mustafa Akaydın'dan koltuğu geri alacak mı? İnceleyip görelim...

Adaylar:

Büyük bir şehirde üniversite rektörü olarak kendini halka sevdirmek, her kesimden saygı görmek zor bir iştir. (genelde öğrenciler bile rektörlerden haz etmezler)Ama tıpkı Yılmaz Büyükerşen gibi Mustafa Akaydın da bunu başarabilmiş gibi. Bir dönemdir belediye başkanlığını sürdüren Akaydın'ın hiçbir şey vadetmeden, yaptığı iyi şeyler sayesinde yeniden seçilme şansı var.
Eğer Antalyalılar'ı hizmet olarak memnun edemediyse, Menderes Türel seçeneği de çok cazip bir alternatif. Türel'in partisindeki konumu, hali hazırda milletvekili ve mkyk üyesi olması, üst düzey bir destek görmesi kendisini güçlü yapan etkenler.
'İkisine de şans verdik olmadı, beceremediler' diyenler için ise MHP adayı Kemal Çelik bir diğer alternatif. Çelik'in partisindeki konumu Türel'inkiyle benzerlik gösteriyor. Bu nedenle o da Akaydın ve Türel kadar olmasa da güçlü bir aday olarak dikkat çekiyor.

Sayısal Değerlendirme:

2009 ve 2011 seçimleriyle karşılaştırmalı bir değerlendirme yapalım;

2009 Yerel Seçim Sonuçları(Antalya)



2009'da mevcut başkan Menderes Türel'n karşısına Mustafa Akaydın'la çıkan CHP %41 oy alarak, koltuğu bir dönemlik aradan sonra geri almasını bilmişti. CHP bu seçimde 220.000, AKP 190.000 oy alırken, MHP 95.000 oyda kalmıştı.

Ülkenin genelinde öngördüğüm oy kaybını AKP Antalya'da da yaşayacaktır lakin büyükşehire kıyasla ilçelerdeki CHP zayıflığı bu seçime AKP'nin oy kaybından daha çok etki edecektir. Muratpaşa hariç nerdeyse tüm ilçelerde üçüncü, hatta dördüncü parti olabilen CHP'nin bu konuda büyük atılımlar yapması gerekiyor. 
Ne demek istediğimi daha kolay anlatabilmek için 2011'e bakalım;

2011 Genel Seçim Sonuçları(Antalya)

2011'deki oy sayıları;
AKP: 460.000
CHP: 400.000
MHP: 250.000 şeklinde olmuş. Yani Antalya geneline baktığımızda AKP'nin üstün olduğunu görebiliyoruz. 

Açıkçası Antalya genelinde 2011'deki gibi bir fark beklemiyorum. Bunun nedeni AKP'nin bir çok nedenden(17 aralık, yolsuzluk iddiaları, yasaklar, medya ve internet sansürleri vb.) dolayı oy kaybedecek olması tabii ki. Ancak, yaşanacak oy kaybı AKP'yi Antalya'da çok da güçsüzleştirmeyecek, sadece biraz kan kaybetmesine sebep olacak. Bu durumda CHP ve/veya MHP'nin dağılacak bu tepki oylarına göz dikmesi gerekirken, özellikle CHP'nin ilçe oylarına talip olması hayati önem taşıyacak.

Sonuç:

İlçelerde muazzam renkli/çeşitli sonuçların çıktığı Antalya'nın 'Büyükşehir' yarışında hala CHP bir adım önde gözüküyor. Menderes Türel, her ne kadar AKP kan kaybedecek olsa da, ilçelerde yaşanabilecek sürprizler sayesinde iddiasını sürdürüyor. MHP adayı Kemal Çelik'i diğer iki aday karşısında pek de şanslı görmüyorum ama genelde çoğu büyükşehir seçiminde olacağı gibi burada da MHP oyları sonuca direkt etki edecektir.

Tahmin:

CHP: %39
AKP: %36
MHP: %19












21 Şubat 2014 Cuma

Ankara Büyükşehir Seçim Analizi

Altın Yumruk Melihland'de:

Ankara 1984'ten beri kaç bakan, başbakan, hükümet ve cumhurbaşkanı eskitti, bir nefeste sayabilir misiniz? Zor olsa gerek. Ama eskitemediği tek bir isim var; o da Melih Gökçek. Fikret Kızılok'un Süleyman Demirel için yaptığı nefis bi şarkı vardır; 'Demirbaş'. Bu şarkı ne olursa olsun Demirel'in 'hep başbakan' olmasıyla ilgilidir. Melih Gökçek de yıllardır Ankara'nın demirbaşı, Demirel'idir. Peki bu defa yeniden, üst üste beşinci kez seçilebilecek mi, yoksa koltuğu devredecek mi? İnceleyip görelim...

Adaylar:

Melih Gökçek hem isim, hem de partisinin gücü sayesinde kağıt üstünde en güçlü aday gibi görünüyor. Son seçimlerde hatırı sayılır bir oy kaybı yaşasa da koltuğu bırakmaması, bu gücünün en somut kanıtı.
Mansur Yavaş 2009 seçimlerinde MHP adayı olarak her kesimden oy almış ve müthiş bir ivme yakalamıştı. 'Belediyecilik' anlamında Beypazarı'nda yaptıklarıyla taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanan, literatüre 'Beypazarı Modeli' kavramını sokan Yavaş, Melih Gökçek'i çok zorlayacak gibi.
Mevlüt Karakaya ise MHP'nin adayı olarak eski partilisi Mansur Yavaş'ın %27'lerde bıraktığı oy oranını korumaya çalışacaktır ama işi kolay olmayacak.
Ankara için iki adaylı bir yarış bekliyorum. Bir tarafta adı artık Ankara ile özdeşleşen Melih Gökçek, diğer tarafta 'ülkücü' sosyal demokrat Mansur Yavaş...

Sayısal Değerlendirme:


2009 seçimleriye karşılaştırmalı bir değerlendirme yapalım;

2009 Yerel Seçim Sonuçları(Ankara)

2009'da AKP(Melih Gökçek) 940.000, CHP(Murat Karayalçın) 770.000, MHP(Mansur Yavaş) 660.000 oy almış. CHP 2011 seçimlerinde de bu oy oranına yakın bir oy aldığı için, 2014'te bir düşüş yaşayacağını sanmıyorum. MHP Mansur Yavaş'ın CHP'ye geçmesinden ötürü ciddi oy kaybı yaşayacaktır. Bu oyların direkt CHP'ye geleceğini öngörmek yanlış olmasa gerek. CHP de kendi içinde 'ülkücü' aday yüzünden çok az da olsa oy kaybedecektir. Ancak Mansur Yavaş isminin getirdiği oy, götürdüğü oydan daha fazla olacaktır. Hatta Yavaş'ın artık Gökçek'i istemeyen AKP'lilerden oy alması da mümkün görünüyor.(çok olmasa da)

AKP oylarının düşeceğini varsayarsak, sadece MHP'den Mansur Yavaş'a kayacak 160.000 oy bile CHP'nin seçimi kazanmasını sağlayabilir. Buradaki kritik olan durum ise Melih Gökçek'in oylarını artırması durumunda en az o kadar daha oyun MHP'den CHP'y geçmesi olacaktır. Yani AKP'nin oy kaybetmesini beklemeden MHP'den CHP'ye geçecek 200-250bin civarı oy, Mansur Yavaş'ın koltuğu 'demirbaş' Melih Gökçek'ten almasına yetecek gibi görünüyor.

Sonuç:

Kafa kafaya, heyecanlı bir yarış olacağa benziyor. Hiç şüphe yok ki Melih Gökçek için son zamanların en zor seçimi. CHP oylarını sabit tutup, Mansur Yavaş etkisini beklemeye koyulacak. Koltuğu kazanma şansları olmasa da seçimin kaderini  MHP seçmeni belirleyecek.

Tahmin:

CHP: %39
AKP: %36
MHP: %17

İzmir Büyükşehir Seçim Analizi

Öncelikle 'İzmir CHP'nin kalesidir' önermesine yoğunlaşalım; gerçekten öyle midir, yoksa bu önermeyi daha doğru bir şekilde değiştirebilir miyiz? Aslında nerden ve nasıl baktığımıza göre ikisi de mümkün.

İzmir CHP'nin kalesidir:

Evet. 2002'den bu yana tüm seçimlerden CHP birinci olarak çıkmış, hatta 2009 yerel seçimleri'nde AKP'ye %25'lik bir fark atmış. Yapılan referandum oylamalarında da hep CHP'nin savunduğu görüş daha yüksek oy almış.

İzmir Anti-AKP'lidir:

Bu önerme bence diğerine göre daha gerçekçi. İzmir seçmeni yerelde CHP hizmetlerinden pek memnun değil. Aslında bu memnuniyetsizliğin oluşma sebebi AKP Hükümeti'nin İzmir'e üvey evlat muamelesi yapması olsa da iş CHP'nin başına patlıyor.(bkz. Gavur İzmir) Yerel hizmetlerden ziyade AKP'nin genel tutumu(yasakları, sansürleri, özel hayata müdahaleleri vs) İzmirlileri pek memnun etmiyor, hatta rahatsız ediyor.(Söylemek istediğimi sosyolojik olarak araştırılması gereken 'kıyı kesimlerinin AKP karşıtlığı' başlığı altında da değerlendirebiliriz.) İzmir'in 'solcu' bir şehir olmadığını da tespit etmek lazım. Eğer bir sıfat gerekiyorsa, 'elitist' İzmir için daha doğru bir tercih olacaktır.

Adaylar:

Türkiye'nin 3. büyük şehri için Aziz Kocaoğlu ziyadesiyle pasif bir büyükşehir belediye başkanı. Bu seneki rakibi Binali Yıldırım ise AKP'lilerin gözbebeği.(17 Aralık'tan ve 'bacanak' olaylarından sonra bu durum biraz değişmiş olabilir.) Bu sebeplerden dolayı seçim CHP ve Binali Yıldırım arasında geçecektir.(CHP adayının Aziz Kocaoğlu olmasının herhangi bir oy değişimine direkt etki edeceğini düşünmüyorum.) MHP adayı Murat Taşer'in ise hiç şansı yok.

Birkaç hafta öncesine kadar Hakan Tartan'ın Aziz Kocaoğlu'nun yerine aday gösterileceğini düşünüyordum. Sanırım CHP'liler 'yeni adayın olumsuz etkisinin olumluya nazaran daha çok olacağını düşündüler ki Aziz Kocaoğlu'yla devam etme kararı aldılar. Daha önce de bahsettiğim gibi Aziz Kocaoğlu'nun isim olarak bir oy potansiyeli yok, aksine zararı var ama aday değiştirmek(özellikle belediyelere düzenlenen polis baskınlarından sonra) kafalarda soru işaretleri oluşmasına neden olabilirdi. Kamuoyunda böyle bir algı oluşmaması adına aynı isimle devam etme kararı makul karşılanabilir.

Ayrıca Aziz Kocaoğlu'nun bazı ilçe başkanlarının yeniden aday olmamasına direkt müdahil olması da bu seçime etki edecektir.

İlçeler:

Ayrı bir başlıkta ilçeleri tek tek değerlendireceğim ama genel olarak bir görüş belirtmek gerekirse; 2009'daki CHP baskınlığı bu seçimlerde tekerrür etmeyecek gibi. en az 3-4 belediyenin el değiştieceğini düşünüyorum. Sayı daha da fazla olursa şaşırmam.

Sayısal Değerlendirme:

Şimdi 2009 yerel ve 2011 genel seçimleri üzerinden karşılaştırmalı bir değerlendirme yapalım.

2009 Yerel Seçim Sonuçları(İzmir)


2009 Yerel Seçimleri'nde CHP(Aziz Kocaoğlu), AKP'ye(Taha Aksoy) %25'lik bir fark atmıştı. 
CHP'nin oyu 1.110.000, AKP'nin oyu ise 620.000 cvarındaydı.

2011 Genel Seçim Sonuçları(İzmir)

2011 Genel Seçimleri'nde ise makas kapanmış ve fark %7 civarına gerilemişti. Burda dikkat çeken şey ise; CHP'nin oy sayısı sabit kalırken(1.100.000) AKP'nin oylarını %50 civarında artırmasıydı.(925.000)


2014 seçimleri ise tam olarak bu son iki seçimin ortalaması gibi olacak bence. 2009 seçimlerinde olduğu gibi bir fark beklemiyorum. Bunun sebebi AKP adayının Binali Yıldırım olması, ancak 17 Aralık sonrası ortaya çıkan 'yolsuzluk' iddiaları sebebiyle AKP'nin 2011'deki oy saysına ulaşabileceğini de düşünmüyorum.(Bu iddialar ortaya atılmasaydı da Binali Yıldırım'ın işi zor olacaktı.) Kendisinin AKP adına yapabileceği en iyimser katkı, Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul Büyükşehir Seçimleri'nde CHP'ye yaptığı gibi bir katkı olabilir. Yani seçimi kazanamaz ama AKP'nin oy oranını artırabilir.

Sonuç:

Binali Yıldırım CHP'yi zorlayacak ve CHP de artık İzmir'in sağlam bir kale olmadığını anlayacaktır. Ama her şeye rağmen 2009'daki gibi %25'lik olmasa da en az %9-10 civarı bir farkla CHP İzmir'i elinde tutmaya devam edecektir.

Tahmin:

CHP: %47
AKP: %38
MHP: %11
Diğer: %4

20 Şubat 2014 Perşembe

İstanbul Büyükşehir Seçim Analizi

Ülke olarak sonucunu merakla beklediğimiz yerlerin başında hiç şüphesiz İstanbul geliyor. Bu merakın en büyük nedeni de Mustafa Sarıgül. Sarıgül'ün 2009 seçimlerinde Şişli'de 'ölü' dsp'den aday olup %55 oy alması bile güçlü bir aday olduğunu doğruluyor. Ancak, büyükşehir belediye başkanlığı için kendisine kağıt üzerinde en az 500.000 oy gerekiyor. Bu da 4 tane Şişli anlamına geliyor. Sarıgül mevcut farkı kapatabilir mi, kapatabilirse nasıl kapatır, yoksa Kadir Topbaş tarihte ilk defa üçüncü kez İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na seçilip görevine devam mı eder, inceleyip görelim...

Adaylar:

Mevcut başkan Kadir Topbaş 'isim' olarak güçlü olmasa da partisi sayesinde favori olarak görülüyor. İstanbul'u elde tutma çalışmalarını da şimdilik Topbaş yerine bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yürütüyor. AKP'nin, Recep Tayyip Erdoğan'ın ve dolayısıyla Topbaş'ın hedefi 2009'daki oy oranını korumaya çalışmak olacak. AKP oylarının artmayacağını, aksine birçok nedenden dolayı oylarının düşeceğini düşünüyorum.(Gezi Olayları, yolsuzluk iddiaları vb.)
Mustafa Sarıgül İstanbul'daki seçimin favori olmayan en mühim adayı. 2009 seçimlerinde Kılıçdaroğlu sayesinde oluşan oy artışından daha fazlasını yapabileceğini düşünüyorum. Azmi, hırsı, kendi ekibi ve İstanbul'u Kılıçdaroğlu'ndan daha iyi tanıması en büyük artıları.
Sırrı Süreyya Önder Kürt ve sol oylarına talip olarak çıkan bir diğer aday. hedef kitlesi öncelikle bdp/hdp seçmeni, sol parti ve sivil toplum oluşumları + Sarıgül'e oy vermek istemeyen CHP'liler. Seçilme şansı çok az olmasına rağmen bu seçimin önemli dinamiklerinden biri olacağı da şüphesiz.
Rasim Acar ise MHP'nin iddiasız adayı. Seçilme şansı Sırrı Süreyya Önder'den daha az. Aslında MHP'nin İstanbul'da nispeten daha güçlü bir aday göstermeyerek CHP'yi dolaylı yoldan desteklediğini düşünüyorum.

Sayısal Değerlendirme:

2009 yerel seçim verilerini kullanarak bir değerlendirme yapalım;

2009 Yerel Seçim Sonuçları(İstanbul)

2009 Yerel Seçimleri'nde Kemal Kılıçdaroğlu'nun yakaladığı bireysel ivmenin de etkisiyle AKP-CHP arasındaki makas bir hayli kapanmıştı. Sarıgül bu makası daha da kapatacaktır lakin bu çok da kolay olmayacak.
Karşılaştırmalı değerlendirmemi oy yüzdelerini değil oy sayılarını kullanarak yapacağım. Bu şekilde daha gerçekçi ve gözle görülür bir analiz olacak. 

2009'da oy dağılımı şu şekilde olmuş;

AKP: 3.100.000 
CHP: 2.600.000 
MHP:   360.000 
SP:       350.000 
DTP:    325.000 
DSP:    100.000 
Diğer:   150.000 

Diğer olarak yazılan oyların 100.000 civarını hiç dikkate almıyorum zira bu oylar yine çeşitli partiler tarafından bölüşülecektir, 50.000'i dursun bi kenarda. CHP 2011 Genel Seçimleri'nde de aşağı yukarı bu kadar oy aldığı için burdaki oy sayısını minimum olarak alıyorum. O zamanki DTP, şimdinin HDP'si hem daha geniş kitlelere açılma kararı hem de Sırrı Süreyya Önder'in Gezi Parkı olaylarında yakaladığı şöhret sayesinde oylarını artıracaktır. Burdaki kritik soru ise HDP bu oyları kimden 'çalacak' olacaktır. AKP; Gezi, yolsuzluk, tapeler, basın sansürü, alo fatih vb derken çok ciddi olmasa 'ciddi' oy kaybı yaşayacak. CHP'ye mühür basmamaya yemin etmiş bir kısım AKP seçmeni tercihini Sırrı Süreyya Önder'den yana kullanabilir. Diğer olarak yazılan oylardan ayırdığımız 50.000'i ve 100-150bin civarı AKP oyunu HDP'ye yazalım. CHP'den de Sarıgül'e oy vermek istemeyen en az 50.000 oyu da HDP'ye ekleyelim. Bu tahminlerle  HDP 550.000 yapıyor. En iyimser tahminimle HDP'nin İstanbul'da alabileceği oy miktarı 600.000 olacaktır. Daha düşük olursa şaşırmam ama daha yüksek olursa çok şaşırırım.

DSP'den gelecek oylarla CHP'nin HDP'ye kaptıracağı oylar birbirini dengeleyecektir. bu nedenle CHP oylarını hala sabit olarak düşünelim. AKP'den CHP'ye oy kayması normal şartlarda çok zor görünse de Sarıgül faktörüyle bu zorluk ortadan kalkıyor. Bir spor müsabakasında bile rakibinle oynadığın maçlar diğerlerine nazaran nasıl daha önemliyse, CHP'nin AKP'den oy çalması da o kadar önemli. Şimdi gelelim bu oy geçişinin ne kadar olacağına. İyimser bir tahminle 100-150bin civarı bir geçiş olacağını düşünüyorum. Böylece AKP son tahlilde 2.850.000'e gerilerken, CHP 2.700.000'e yükselmiş oldu. Şimdi oluşan duruma göre Saadet Partisi'nden dağılması muhtemel oylar hayati önem taşır hale geldi. 'Cemaat' sebebiyle SP oylarının çok az da olsa bir kısmının Sarıgül'e kayacağını(50.000 civarı) düşünelim, MHP'den de 50.000 civarı oy geçişi yaparsak, CHP oylarını 2.800.000'e kadar yükseltmiş oldu. 

Çok yüzeysel gibi görünen oy geçişleriyle son durum:

AKP: 2.850.000
CHP: 2.800.000
HDP:    550.000 şeklinde oluyor.



Sonuç:

Sırrı Süreyya Önder'in AKP'lilerden alacağı oylar daha az, CHP'lilerden alacağı oy daha fazla olursa fark yeniden 250.000 civarına çıkabilir. AKP'nin oy kaybedeceğine, CHP'nin Sarıgül ile HDP'nin de Önder ile oylarını artıracağına kesin gözüyle bakıyorum. AKP İstanbul'u kaybedecek kadar oy kaybedebilir ama kritik olan bu kaybolan oyların nereye gideceği. Yine Spordan örneklemek gerekirse; şampiyonluk yolunda rakibinizin puan kaybettiği hafta siz de puan kayberdeseniz, rakibin kaybının size hiçbir getirisi olmaz. CHP, AKP'nin puan kaybetmesine kesin gözle bakıp, kendisine maçı kazandıracak hamleler yaparak galibiyeti yakalayabilir. Sırrı Süreyya Önder ise bu yarışta CHP'nin değil, AKP'nin oylarına talip olmalıdır. Unutmamalıdır ki bir yarışta ikinciyi geçersen ikinci olursun...

Tahmin:

AKP: %40,5
CHP: %39,5
HDP: %  7,0
MHP: % 5,0